Kungfu Panda

Usta..Usta..

Kötü bir haberim var..Shifu...

Sadece haber vardır..

Kötü ya da iyi haber diye birşey yoktur.

Usta, senin öngörün doğru çıktı..

Tai Long hapisten kaçtı..

Buraya doğru yola çıkmış..

Bu kötü haber..

tabii eğer Ejderha savaşçısının

onu durduracağına inanmazsan..

Panda mı? Usta, o panda bir

Ejderha savaşçısı değil..
Onun burada olmaması gerekiyordu..

O bir kazaydı..

Kaza diye birşey yoktur..
Evet, bunu biliyorum..

Daha önce söylemiştin..

-İki defa..

Bu da bir kaza değil..

Arkadaşım, panda ne kendi kaderini

ne de senin kaderini

sen kontrol ilüzyonunu bırakmadıkça

gerçekleştiremeyecektir.

İlüzyon mu?

Evet..Şu ağaca bak Shifu..

Ben onun benim istediğim zaman

çiçek açmasını sağlayamam.

Ya da vakti gelmeden meyve vermesini..

Ama Kontrol edebileceğimiz şeyler de vardır..

Meyvenin ne zaman düşeceğini

kontrol edebilirim..

Ve tohumu nereye ekeceğimi kontrol edebilirim..

Bu ilüzyon değildir, Usta..

Evet.Fakat ne yaparsan yap..

O tohum bir şeftali ağacı olacaktır..

Sen bir elma veya portakal ağacı dileyebilirsin..

Ama şeftali ağacın olacaktır.

Ama bir şeftali Tai Lung'u yenemez.Belki de yenebilir..

Sen ona rehberlik etmeye razı olursan..
Onu beslersen..

Ona inanırsan..
Ama nasıl? Nasıl?

Senin yardımına ihtiyacım var, Usta..
Hayır, sadece inanmaya ihtiyacın var..
Söz ver bana , Shifu.
İnanacağına söz ver..
Deneyeceğim..İyi..Benim zamanım geldi..

Sen yolculuğuna bensiz devam etmelisin..
Sen nesin? Bekle?Usta.
Beni terk edemezsin..İnanmalısın...
Usta...

Sevgilerimle

*