20 Nisan 2011 Çarşamba

127 Saat

iki ay önce 127 saat diye bir film oynadı sinemalarda..Gerçek bir hayat hikayesinden esinlenip de çekilen bir film.
Yalnız başına trekking yapmak için yola çıkan bir gencin, kolunun 127 saat boyunca bir kayaya sıkışması ile ruhunun yolculuğu anlatılıyor bu filmde..
İlk başta Aron (gencin adı) yaşadığını ciddiye almıyor, sonra kabullenemiyor, ‘niye ben’ isyanlarını yaşıyor. Her türlü kendi başına üretebileceği çareyi düşünüyor ve uygulamaya
Çalışıyor. Oldukça da zeki ve becerikli olmasına rağmen başarılı olamıyor. Sonra çaba göstermeyi bırakıp bekliyor..Ve bu arada bütün hayatı fragmanlar şeklinde gözünün önünden
Geçiyor. Ve bir anda anlıyor: Başka türlü zaten olamazdı, tüm hayatı, tüm inanç sistemleri onu bu noktaya taşımıştı..Kalbini sevgiye o kadar kapamış ve tüm yolları o kadar tıkamıştı ki..
Ancak böyle bir dönüşüm noktası onu yolundan döndürebilirdi, ve raydan çıkmış hayatını tekrar raya sokabilirdi.. Nitekim kurtulduktan sonra, hayatında mucizeler yaratarak büyük başarılara imza
atıyor..
 127 Saat - 127 Hours
Kim bilir kaçımız Aron gibi bir dönüşüm noktasından geçtik..Alarm çaldı..Bazen o kadar güçlü çalıyor ki, duymamak olası değil. Bazen de duymadığımızda daha yüksek sesle tekrar çalıyor.
Hayatımızı tekrar raya sokmak için değişimin kaçınılmaz olduğu anlar..Olayın dramına kaptırıp, zavallı ben senaryolarının tuzağına kapılanlar kaybediyor büyük bir fırsatı ve bu senaryoları vazgeçemedikleri bir şarkının nakaratları haline dönüşüyor ve hayatlarının o noktasına takılıp kalıyorlar..Ancak mesajı almak isteyenler, değişimin çetin yollarından geçiyor..Neden çetindir o yol, çünkü alışılmayandır, çünkü sahip olunan tüm korkuların duraklarından geçen yoldur..Çünkü egonun kabul edilmesi ve kırılması önkoşulunun olduğu yoldur bu yol..Kişiye ölüm gibi gelir, bir cehennemden geçiyor gibi bile gelebilir.Ama vardığı yer özgürlüktür, hafifliktir..Mucizelerin, hediyelerin vahasıdır..Yolda 11.saat çalar. Bir sineğe sheltox sıktığınızda ölmeden önce en büyük vızıltıyı ve hızlı hareketi yapması gibi, egonuz, korkularınız da daha önce hiç canlanmadıkları kadar ortaya çıkabilirler..Orada pes ettiniz mi, yazık olur size. Bir sonraki alarm daha güçlü çalacaktır, sınav daha zorlu olacaktır..Ama oraya geçtiniz mi, şaşırırsınız! Bu kadar mıydı? Acaba kurguladıklarım hepsi sadece kafamda mıydı? Bu kadar kolay mıydı diye..

Mucizelerle dolu güzel yaşamlara doğru ilerlemeniz dileğiyle..

Sevgilerimle

Ayşe Kızılöz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder