12 Eylül 2013 Perşembe

Utancı İyileştirmek

Utancı İyileştirmek -- Altı Adımlık bir Yaklaşım

           

Krish ve Amana'dan
Yakın zamanda gerçekleştirdiğimiz bir atölye çalışmasında, bir kadın, ona Lillian diyelim, gruptan tamamen dışlandığını hissettiğini, diğer insanlar kadar ilginç ya da sosyal hissetmediği için kendine kızdığını ve sorunlarının diğer insanların sorunlarından daha kötü olduğunu hissettiğini anlatıyordu.
Diğer katılımcılara, zaman zaman benzer düşüncelere kapılıp kapılmadıklarını sorduk ve hepsi el kaldırdı. Lillian'a onun bizim "utanç balonu" adını verdiğimiz şeyin içinde içsel yargıcının saldırısı altında olduğunu açıkladık. Yaşadığı şeyin utanç olduğunu ve o anlarda, içimizdeki yargılayıcı seslerin hepimize mutlak doğru gibi göründüğünü anlaması ona yardımcı oldu.
Bir diğer örnekte, bir katılımcı her ne kadar yetenekli bir müzisyen olduğunu düşünse de, etkinlikler düzenlemek için insanları arama konusunda kendini motive edemediğini fark ettiğini söyledi. Reddedilmekten korkuyordu. Sonuç olarak parasızdı, yaşam enerjisi çok düşüktü ve motivasyon eksikliğinden ötürü kendine kızgındı.
Belki de hepimizin yüzleşmek zorunda olduğu utanç konusundan daha büyük bir sorun yoktur. Bu sorun peşimizi bırakmaz ve genelde utancın pençesinden nasıl sıyrılacağımızı bulamayız. Çoğu zaman ne kadar uğraşırsak uğraşalım, sürekli hayal kırıklıkları, hüsranlar, eleştiriler ve reddedilmelerle karşılaşıyormuşuz gibi görünebilir. Hayatın yaratıcılığımızı bulmak ve ifade etmek, içten içe değerli hissetmek ve uyum sağlamaktan ya da başkalarının bizim hakkımızdaki düşünceleri için kaygılanmaktan vazgeçmek için akıntıya karşı bir mücadele olduğunu düşünebiliriz.
İnsanı felce uğratan bu sorunun basit bir yanıtı yoktur. Ama biz çalışmamızda, kendimize daha fazla ışık ve merhamet getirmeye yardımcı olacak bazı basit adımlar izleriz.
1. Utançla doğmadığınızı bilin ve utanç hikayenizi öğrenin. Kendimize eleştirel yaklaşmayı öğrendik, çünkü çocukluğumuzda destek, rehberlik, yön, uyarım, koşulsuz kabullenme, sevgi ve ilgi anlamında bazı temel sevgi gıdalarından mahrum kaldık. Her birimizin kendine has bir utanç hikayesi vardır, ama utancın devreye girdiği nokta da budur. Hepimiz yaşamın ilk yıllarındaki tecrübelerimize dayanan bir utanç-esaslı kimlik geliştirdik.
2. Utancın size üç seviyede saldırdığını bilin. Yaşam enerjinizi alır, zihninizi yargılayıcı negatif düşüncelerle doldurur ve davranışınızı körükler. Utanç davranışı değersizlik hissiyle tetiklenerek yaptığımız her şeydir. Örneğin sabote etmek, ilgi çekmeye çalışmak, onay almak için yalvarmak, kendimizi şişirmek, pes etmek, bir şeyleri ertelemek ya da bağımlılıklara başvurmak gibi.
Bir utanç davranışının farkına vardığımızda, bir sonraki adım altında yatanın ne olduğunu hissetmek ve kendimize karşı çok nazik ve anlayışlı olmaktır. Utançla, utanç davranışımızı yargılar ve sonra daha çok utanç hissederek aynı utanç davranışının tekrarlanmasına sebep oluruz. Bu kısır döngüyü kırmanın yolu utancı ve davranışın altındaki acıyı hissetmek, onu tanımak ve onunla rahatlamaktır.
3. Bedeninizi düzenli olarak hareket ettirin ve sağlıklı ritüeller geliştirin. Bunun saygınlık ve özsaygı geliştirmek gibi bir etkisi vardır ve eleştirel zihni sessizleştirmeye yardımcı olur.
4. Kendinizi rahatlık bölgenizden çıkarıp canlılığa ve saygınlığa taşımak içinküçük ama tutarlı riskler alın. Küçük riskler almak yaşam enerjimizi harekete geçirir ve bu da karşılığında utanç kimliğimizi değiştirmeye başlar. Bu risk, ertelediğiniz bir şeyi yapmak ya da her zaman öğrenmek istediğiniz bir şeyi öğrenmeye başlamak olabilir. Riskimizin ne olduğu her birimize göre farklılık gösterir. Biri için dans dersi almak ya da yeni bir dil öğrenmek olabilir. Bir başkası için savunmasızlığımızı ön plana çıkarmak ya da bir diğer için daha dürüst olmak anlamına gelebilir.
Daha çok özsaygı geliştirmeye yardımcı olan iki tür risk vardır. Birincisi ihlal ya da saygısızlık yaşadığımız anlarda kendimizi savunmaya başlamamızdır. Diğeriyse, önemsediğimiz birinden istediğimiz şeyi elde edemediğimizde hayal kırıklığımızı ve acımızı kontrol etmeyi öğrenmemizdir. Utanç kimliğimize dayanarak genelde bunun tam tersini yaparız; ihlal edildiğimizi hissettiğimizde bir şey söylemez ve istediğimizi elde edemediğimizde şikayet ederiz. Bu davranış benlik hissimizi baltalar.
5. İçsel yargıcınızın saldırısı altında olduğunuzu fark ettiğinizde, bizim "kanal değiştirmek" adını verdiğimiz şeyi yapmak faydalıdır. Yargıcın her zaman zihinden gelen seslerini dinlemek yerine, biz kalbi dinlemeyi bir alışkanlığa dönüştürmeyi öneririz. Kalbi dinlemek sevgiyle, kabullenme ve bilgelikle dinlemek demektir. Kalp kendimize kötü davranmaya başladığımız her durumu yeniden yorumlayabilir ve o duruma bakmanın yeni bir yolunu bulabilir. Yargıç herhangi bir konuda haklı bile olsa, kalp o duruma sevgiyle bakabilir, bize destek olabilir ve duruma daha büyük bir perspektifte bakmamıza yardım edebilir. Ancak hepimiz kendimizi yargılamaya çok alışkın olduğumuzdan, kalbi dinlemeyi öğrenmek zaman ve çaba gerektirir. Bazen bize kalbin perspektifini kazandırması için sevgi dolu ve güvenilir bir arkadaştan ya da bir terapi uzmanından yardım almak faydalı olabilir.
6. Sebat edin.  Utanç kimliğimizi uzun yıllar içinde geliştirdik ve bu kimlik kendimizi nasıl gördüğümüze ve nasıl hissettiğimize dönüştü. Bu negatif kimliği esas enerjilerimize dayalı bir yeni bir kimlikle değiştirmek zaman ister. Yavaş yavaş bir özsaygı ve anlam kalıbı oturtmak için, kendimizi tekrar tekrar yerden kaldırmalı ve düştüğümüzde kendimize karşı şefkatli olmalıyız. Bu biraz yürümeyi öğrenmeye benzer. Gerçekten eşsiz olduğumuz ve katkıda bulunabileceğimiz güzel bir şeye sahip olduğumuza dair o içsel hissi dinlemeyi ve onu izlemeyi öğrenmeliyiz. Bize sorarsanız, sebat ettiğimiz takdirde, varoluş bizi gizemli bir yoldan destekleyecektir.
Sevgiyle, Krish ve Amana.

http://www.learningloveinstitute.com/home.php newsletter

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder