28 Aralık 2011 Çarşamba

Geçmişle İlgili Bir Dua - A Prayer For The Past


Yeni bir yıla girerken, öncesinde olmuş her ne varsa temizleyebiliriz..Ben bu duayı seviyorum:

Beni; olası olanı görmekten alıkoyan, kendi büyüklüğümü fark etmekten alıkoyan ve sevdiklerimden uzak tutan her ne varsa, bana rehberlik edenlerin de desteği ile geride bırakıyorum.
Bugün kalbimi hafifletmeni; sıkıntılarımı, endişelerimi, korkularımı, acımı almanı istiyorum.Ki böylece ben olduğumu kişiyi tanıyayım, kutlayayım. Bunu görüyorum (Zihninden ve geçmişinden özgürleşmiş hayatının nasıl olduğunu görmek için kendine izin ver), bunu hissediyorum ( Tüm Dünyanın, tüm olasılıklarıyla birlikte sana açık olduğu bir zamanı hatırla), bunu şimdi sahipleniyorum ve biliyorum ki öyledir...

Sevgilerimle
*

As we are entering a new year, we can clear whatever has happened before..I like this prayer:

Let all Those who guide me support me in peeling away whatever it is that keeps me blind to what's possible, that keeps me hidden from my greatness, that keeps me seperate from my loved ones.
Today I ask you to lighten my heart, to lift my burdens, my worries, my fears, my anxieties, my grief so that I may know and cherish all that I am. I see it (allow yourself to see what your life would look like unhooked from your past and liberated from your mind), I feel it (remember a time when you felt the whole world and all its possibilities were open to you), I acknowledge it right now and so I know that it is..

With My Love

Nostaljik Karikatürler - Nostalgic Caricatures



Tipitip cikletlerinden çıkan bu karikatürlere bayılırdım desem..
*
I loved the caricatures that came with Tipitip Chewing gums..

Sevgilerimle
*
With My Love

26 Aralık 2011 Pazartesi

Henüz Geç Değil..Not Late Yet

Susan Boyle, İngiltere'nin bir köyünde yaşayan 47 yaşında bir işsiz!!
Bize öyle büyük bir ders veriyor ki..Herşey beynimizin sınırlarında..O sınırları açabilirsek..Açtıkça ne mucizeler bizi bekliyor..Yaşınız kaç olursa olsun, içinizdeki çocuğu çoşkuyla titreten yeni bir kapı açabilirsiniz..Bir bakın bakalım, sizin kapınız hangisi?
Sevgilerimle
*
Susan Boyle is unemployed, lives in a village in England and is 47 years old!!
She gives us such a big lesson. Everything is in the limits of your mind. If only we can go beyond those limits!.The more we stretch them, the more miracles are waiting for us. Whatever your age is , you can always open a new door to a place, in which  your inner child is thrilled with joy..Have a look and discover your door..
With My Love

23 Aralık 2011 Cuma

Duo MaintenanT

Merihçiğime teşekkürlerimle;
Sevgilerimle
*
With many thanks to dear Merih
With My Love

Aşkların En Büyüğü- Greatest Love of All

İşte 10 yaşında bir yetenek daha bu sefer İsveç'ten..Zara Larsson en sevdiğim şarkılardan biriyle..Whitney Houston'dan sonra en sevdiğim yorum:))
*
Another young talent at the age of 10..This time from Sweden. Zara Larsson with one of my favourite songs..After Whitney Houston my favourite interpretation:))

GREATEST LOVE OF ALL
AŞKLARIN EN BÜYÜĞÜ

I believe the children are our future -
çocukların  bizim geleceğimiz olduğuna inanıyorum
teach them well and let them lead the way
onlara iyi öğret ve yolu göstermelerine izin ver
show them all the beauty they possess inside
onlara içlerinde sahip oldukları güzelliği göster
give them a sense of pride to make it easier
daha kolay başarmaları için onların gururu tadmalarını sağla
let the children's laughter remind us how we used to be
çocukların gülüşlerinin bizimde nasıl olduğumuzu hatırlatmasına izin ver

everybody's searching for a hero
herkes bir kahraman arıyor
people need someone to look up to
insanlar birilerini örnek almaya ihtiyaç duyar
I never found anyone who fulfilled my needs
ben hiç ihtiyaçlarımı karşılayan birini bulmadım
a lonely place to be and so I learned to depend on me
yalnız bir yer ve böylece kendime bağlı olmayı öğrendim

I decided long ago
never to walk in anyone's shadows
uzun zaman önce asla kimsenin gölgesinde yürümemeye karar verdim
if I fail, if  Isucceed
at least I lived as I believed
kaybedersem,başarırsam, en azından inandığım gibi yaşamış olurum
no matter what they take from me
they can't take away my dignity
benden ne alırlarsa alsınlar
haysiyetimi benden alamazlar


because the greatest love of all is happening to me
çünkü aşkların en büyüğü oluyor bana
I've found the greatest love of all inside of me
en büyük aşkı kendi içimde buldum
the greatest love of all is easy to achieve
en büyük aşka ulaşmak kolay
learning to love yourself, it is the greatest love of all
kendini sevmeyi öğrenmek, işte bu aşkların en büyüğü

Sevgilerimle
*
With My Love

22 Aralık 2011 Perşembe

Maca

Maca




MacaMaca - Lepidium meyenii Maca






Maca (Lepidium Meyenii); Güney Amerika (Peru) kökenli bir bitkidir. Tarihsel kullanımı İnka’ lara
kadar uzanan Maca, Peru halkı tarafından yüzyıllardır hem bir besin hem de şifalı bir bitki olarak
güvenle kullanılmaktadır. Bu bitki Peru’ nun yüksek platolarında (2000-3500 m) yetiştirilmektedir.
Köklerinin  besin değeri oldukça yüksektir. Maca kökü; karbonhidrat, protein, fiber ve esansiyel
mineraller (özellikle selenyum, kalsiyum magnezyum ve demir) açısından zengindir. Ayrıca
Linolenik asit (Omega-3), Palmitik asit, Oleik asit (Omega-9), steroller ve polisakkaritler de içerir. 
Peru Ginsengi  olarak da bilinir.
Sıradan bakılan birkaç vaka gözönüne alındığında maca'nın enerji ve moral üzerinde olumlu
etkilerinin olduğu, endişeleri azalttığı ve cinsel isteği arttırabileceği keşefedilmiştir.Maca aynı
zamanda  sperm üremesini olumlu yönde etkilemekte ve spremlerin kalitesini arttırmaktadır.
Ancak hormonları etkilememektedir.Farelerde prostata iyi geldiği gözlenmiştir.Menopoz yan
etkilerine de iyi geldiği söylenmektedir.

Kurutulmuş Maca kökünün besinsel değeri; pirinç, buğday ve tahıl gevrekleri gibi yüksektir.
Ortalama birleşimi;60-75% karbonhidrat, 10-14% protein, 8.5% lifli gıda, and 2.2% yağdan
oluşmaktadır. Maca kalsiyum ve potasyum gibi besinsel mineraller açısından zengindir(az
miktarda sodyum da içermektedir). Aynı zamanda asal ihtiyaçlar olan demir, iyot, bakır,
manganez ve çinko ve linolik asit, palmitik asit,oleik asit ve 19 amino asit içermektedir.
Ayrıca Maca  selenyum ve magnesyum  ve  polysaccharitleri de içermektedir.


Istanbul'da ilk olarak Akmerkez Green Co'da buldum. Bir de sipariş vermek için aşağıdaki
web sayfasını keşfettim..


 http://www.bitkisel-tedavi.com/siparis.htm

Sevgilerimle

*

 Maca has been shown to reduce enlarged prostate glands in rats.
Small-scale clinical trials performed in men have shown that maca extracts can heighten libido and improve semen quality.A small double-blind, randomized, parallel group dose-finding pilot study has shown that Maca root may alleviate SSRI-induced sexual dysfunction.Maca does not affect sex hormone levels in humans, and has not been shown to act on hormones directly. It has been presumed that maca's effects may be due to the root's unique nutritional profile, which provides optimum levels of nutrients utilized by the body's endocrine system.In addition, maca has been shown to increase mating behavior in male mice and rats. A recent review states "Randomized clinical trials have shown that maca has favorable effects on energy and mood, may decrease anxiety and improve sexual desire. Maca has also been shown to improve sperm production, sperm motility, and semen volume.

The nutritional value of dried maca root is high, similar to cereal grains such as rice and wheat. The average composition is 60-75% carbohydrates, 10-14% protein, 8.5% dietary fiber, and 2.2% fats. Maca is rich in the dietary minerals calcium and potassium (with low content of sodium), and contains the essential trace elements, iron, iodine, copper, manganese, and zinc as well as fatty acids including linolenic acid, palmitic acid, and oleic acids, and 19 amino acids.
Further, Maca contains selenium and magnesium  and includes polysaccharides.

With My Love

2012'ye girerken- While entering 2012


Geldi geliyor derken giriyoruz bu üstünde bir çok spekülasyon yapılan yıla..Her nedense ben bu spekülasyonlara katılmadım, sezgisel olarak pek bir şey hissedemedim..
Daha çok, kendi açımdan 2000’den  2012’ye kadar olan sürece odaklandım. Çok hızlı bir değişim, zaman zaman direnmek istesem de izin vermeyerek beni aldı bir yerlere götürdü..Neye tutunmaya çalışsam olmadı, nehir akarken bir dala tutunmaya çalışmak gibi. En sonunda bıraktım ve akıyorum suyla bilmediğim, açıklayamadığım bir yerlere..
Varmak istediğim hedefler balon çıktı..Onları da bırakmak zorunda kaldım..Anlamak istedim, her bilinç sıçrayışında anladığımı zannettiklerim de boş çıktı..Bütün bunları nehirde akarken oraya buraya çarpa çarpa, canımı acıta acıta öğrendim..Ve en sonunda tek elimde kalanı yapar hale geldim, akışa bıraktım kendimi..Her nereye gidiyorsa, ya da gitmiyorsa bu nehir..kabul ederek..Ve eskiden ciddiye aldığım şeylere gülerek..Bir şeyleri eklemeye çalıştım, ama yolum bir şeyleri bırakmaktan geçti..Bir katman bir katman daha bıraktım..Giderek daha yalın, daha çıplak..

Sevgiyi dışarıda aradım, içimde buldum;
Güveni dışarıda aradım, içimde buldum;
Mutluluğu dışarıda aradım, içimde buldum;
Huzuru dışarıda aradım, içimde buldum..

Bu kadar yalın, bu kadar basitti denklem. Ama ben varana kadar düştüm, kalktım, ağladım, kızdım, güldüm, tekrar düştüm, tekrar kalktım, tekrar ağladım, tekrar kızdım, tekrar güldüm..
Önümde kendi yarattığım karanlık bir sis, görmeden oraya buraya koştum..En sonunda dağıldı sis,.. O da dışarıdan değil, içeriden..

İnsanın kendini anlaması, keşfetmesi ne büyük bir yolculukmuş..Kendine rağmen..

Hepimize bu yılın güzellikler, mutluluklar getirmesi dileğiyle..

Sevgilerimle
*

We are entering a special year. A year , about which has been talked  a lot..Somehow, I didn’ take part in these speculations and I couldn’t feel about it..I was more focused on the process from 2000 untill 2012..Fast changes, although from time to time I wanted to resist them took place and brought me somewhere..Whatever I wanted to hold on to, I couldn’t..It felt like trying to hold on to branch, while floating in the river..Finally I gave up and I flowing with river to places I don’t know, I even can not explain. The goals I set
were empty in the end, I had to give them up too. I tried to understand, but with every raise in my consciousness they seemed irrelevant. And all of these I learned while bumping here and there and hurting myself during my flow in the river.  At the end I only do, what is left to do..Surrendering to the flow.. wherever it goes or wherever it doesn’t go!..Accepting..And laughing at things, that seemed to be serious before… I tried to add things, but my path was about leaving things..layer upon layer I left behind..Becoming more pure, more naked..

I was looking for love outside, I found it inside me..;
I was looking for trust outside, I found it inside me..;
I was looking for happiness outside, I found it inside me..;
I was looking for peace outside, I found it inside me..;

The equation was this simple , and plain..But untill I got there I fell, I stood up, I cried, I got angry, I laughed, I fell again, I stood up again, I cried again , I got angry again , I laughed again ..

In front of me there was a dark fog created by me, without seeing I was running here and there.. Finally the fog has gone..Not from the outside, but from the inside again..

What a huge journey is the journey about discovering and understanding yourself..Despite to oneself..

I wish all of us that this year will bring lots of beauty and happiness..

With My Love 

21 Aralık 2011 Çarşamba

Abra Cadabra Zeynep Erol

Zeynep Erol her yıl Aralık ayında yeni takı koleksiyonunu bir kokteyl ile tanıtır. Her yıl serginin farklı bir teması vardır. Takıların zarafetleri, özgünlükleri yanısıra tema ile ilgili çok güzel anlamları olmakta..Bu yıl serginin adı Abra Cadabra, tüm Dinlerin birliği üzerine..Çok güzel bir sergi, ben de dayanamadım Hint kaynaklı uzun yaşam getirdiğine inanılan bir kolye aldım..Henüz görmediyseniz Teşvikiye Atiye Sok Yuva apt 8/3 'e bir uğrayın derim..
*
Zeynep Erol is presenting her new jewellry collection every year in December with a cocktail. Every year she chooses a different topic for her collection. The pieces of jewellry are not only unique and elegant, but also have a beautiful meaning..This year her exhibition is called 'Abra Cadabra' and is about oneness of all religions. It is a beautiful collection, I couldn't stop myself buying an Indian origian necklace, which according to the tradition brings longlife..If you haven't seen it sofar, I would say go and visit Atiye Sok. Yuva Apt 8/3 in Teşvikiye..








Sevgilerimle
*
With My Love

19 Aralık 2011 Pazartesi

Cesaria Evora Çıplak Ayaklı Diva- Barefoot Diva

 
17 Aralık 2011 Cumartesi günü aramızdan ayrıldı Cesaria..Hep çıplak ayak şarkı söylediği için Çıplak Ayaklı Diva olarak anıldı. Cape Verde adında bir adada 1941 Dünyaya geldi. 7 Yaşında babası vefat etti,10 yaşında annesi altı çocuğa bakamayacağına karar verdi ve onu yetimhaneye bıraktı. 16 Yaşında bir arkadaşının ikna etmesiyle denizcilerin gittiği bir tavernada şarkı söylemeye başladı..Ve 70 Yaşına kadar söylemeye de devam etti, evi her zaman herkese açıktı. Bir rivayete göre ölmeden 48 saat önceye kadar..Hasret (Sodade) adlı şarkısı en çok sevilen şarkılarından biriydi. Hayranları bu şarkıyı dinlerken artık ona olan özlemlerini hissedecekler..

HASRET
Sana kim öğretti,
o uzak yolu?
Sana kim öğretti,
o uzak yolu?
O yolu,
Sao Tomé'ye kadar olan...
Hasret, hasret
Hasret
Vatanım, Sao Nicolau'ya olan...
Eğer bana mektup yazarsan,
ben de sana yazarım
Eğer beni unutursan,
ben de seni unuturum.
Sen geri dönene kadar...
Hasret, hasret
Hasret
Vatanım, Sao Nicolau'ya olan...

Sevgilerimle..

*
Cesaria left us last Saturday on 17 December 2011.Due to the fact that she was always singing barefoot, she became known as the barefoot Diva. She was born on an island called Cape Verde in 1941. When she was seven years old her father died, and at age ten she was placed in an orphanage, as her mother could not raise all six children. Aged 16, she was persuaded by a friend to sing in a sailors' tavern. And she kept singing untill she was 70. The doors of her house were always open. According to a source even untill 48 hours before her death. Longing (Sodade) was one of her favourite songs. Her fans will feel the longing for her from now on while listening to the song..

LONGING
Who will show you...
this distant way?
Who will show you...
this distant way?
This way ...
to Sao Tomé?

The longing, the longing,...
The longing
For this land of mine, Sao Nicolau

If you  write me letter,...
I will write you back
If you forget me,...
I will forget you...

Until the day...
You come back


With My Love

17 Aralık 2011 Cumartesi

Ateş - Fever

Little Willie tarafından ilk 1956 yılında söylenen 'Fever'şarkısının orijinali
*
The original version of the song 'Fever' sung by Little Willie in 1956 for the first time
Benim 3 yaş civarı ilk olarak sevip, bileklerime eşarplar bağlayıp dans etttiğim versiyonu ise 60'lı yılların sonunda Peggy Lee tarafından seslendirilmiş
*
The version; that was the first song I ever loved with the age of 3 having scarfs around my wrists was sung by Peggy Lee at the end of the 60's..
Bu şarkıyı halen çok seviyorum. Günümüzde Michael Buble tarafından bir yorumu..
*
I still love this song, this is a contemporary version sung by Michael Buble ..

Sevgilerimle
*
With My Love

16 Aralık 2011 Cuma

Bir Dilek Tut - Make A Wish

Yıllar önce Gahl Sasson'un 'Bir Dilet Tut' adlı seminerinde tercümanlık yapmış, etkilenmiş ve kitabı almıştım. Kitap doğrultusunda bir dilek tutarak, o dilek vasıtasıyla 10 haftalık bir program uygulamıştım. Yaptığım en etkileyici çalışmalardan biriydi. Hem hayatta karşıma çıkanların içimin bir yansıması olduğunu kanıtlayan bir çalışmaydı, hem de değişim yarattı hayatımda, hem de büyük..Eğer gerçek bir değişiklik yapmak isterseniz bu programı uygulayın derim..
Sevgilerimle
*
Years ago I have been translating for Gahl Sasson during his workshop ' Make a Wish'. I was impressed, bought the book and started to do the program which is 10 weeks long and develops according a wish you make. It was one of the most effective work I did. It is proving that whatever comes up in your life, is mirroring your inside and it brought huge changes in my life. If you really want to have a change in your life, use this program..
With My Love..

15 Aralık 2011 Perşembe

Victoria's Secret

Nişantaşı City's de Victoria's Secret Mağazası açıldı..Hemen sık uğradığım dükkanların arasına girdi.Çok güzel iç çamaşırları ve parfümler var..Hani yeni yılda kırmızı iççamaşırı hediye edilir ya, uğur getirsin diye..Bence bu yıl onun yerine Victoria's Secret'in insanın içini açan cıvıl cıvıl iç çamaşırlarından birini hediye edin..Eminim uğur getirir..Vücudu öyle güzel sarıyor ki..Yalnız Victoria'nın değil, sizin sırrınız da aynı olsun:))..
Sevgilerimle
*
Victoria's Secret has opened a shop at the Citys Mall in Nişantaşı..Immediatly it became one of the shops I visit frequently.They have gorgeous lingerie and perfumes. You know the tradition of giving a red underwear as gift for new year to have good luck. This year I recommend that you buy one of these bright coloured underwear from Victoria's Secret.I am sure it will give good luck.They are fitting so nicely.Let it not only be Victoria's Secret, but also yours:))
With My Love

14 Aralık 2011 Çarşamba

Mini Cooper

Ben Bir Mini hayranıyım..Bu arabaları seviyorum..
*
I am a Mini fan.. I love these cars..
Sevgilerimle
*
With My Love

Don Miguel Ruiz 4 Anlaşma - 4 Agreements


Kendinizle, başka insanlarla, Tanrıyla, toplumla, anne ve babanızla, eşinizle, çocuklarınızla, yaşam rüyanız ile binlerce anlaşma yaptınız. Bu hayata gelirken ve geldikten sonra.. Ama bunların içindeki en önemli anlaşmalar, kendinizle yaptığınız anlaşmalardır. Bu anlaşmalarda kendinize kim olduğunuzu, ne hissettiğinizi, neye inandığınızı ve nasıl davranacağınızı belirlediniz. Sonuca kişiliğiniz diyorsunuz.

Bu anlaşmalarda şunları söylüyorsunuz: “Ben buyum. Bunlara inanıyorum. Bazı şeyleri yapabilirim, bazı şeyleri yapamam. Bu gerçek, bu fantazi. Bu mümkün, bu imkansız”.

Tek bir anlaşma büyük bir problem yaratmaz, ama bizim acı çekmemize, yaşamda başarısız olmamıza neden olan bir çok anlaşmamız var.(binlerce) Bu anlaşmaların çoğunu büyürken farkında olmadan toplumsal ve aile içindeki şartlanmalarla yaptık. Hepsinin tek tek farkına varabilmek ve teker teker değiştirebilmek zor ve çok uzun bir süreç. Ama genel olarak bu anlaşmaları dört temelde toplayabiliriz. Ve onların yerine geçecek olan dört yeni anlaşmayı kendimizle yapabilirsek değişim başlar. Eğer olumlu ve haz dolu bir yaşam sürmek istiyorsanız, korku temelli anlaşmalarınızı feshetmek ve ve sevgi temelli anlaşmaları hayatınıza yerleştirmek zorundasınız.Bireysel gücünüze sahip çıkabilmenin yolu buradan geçiyor. Korku temelli anlaşmalar sizin enerjinizi tüketmekle meşgulken, bireysel gücünüze sahip çıkabilmeniz, hatta anlaşmaları fark edip değiştirebilmeniz bile mümkün değil. Bu dört sevgi temelli anlaşmayı yapabilirseniz bireysel gücünüze sahip çıkabilirsiniz.
  1. Kullandığınız Sözcükleri Özenle Seçin.
En temel ve en zor anlaşma budur. Kullandığınız sözcüklerde kusursuz olabilmek. Sözlerimiz arı, kusursuz, eksiksiz olmalıdır.

Sözler sizin yaratma gücünüzdür. Sözleriniz, size doğrudan Tanrıdan gelen armağanlardır.

Bir tek söz ile savaşlar çıkabilir, gönüller kırılabilir veya kalpler fethedilebilir. İnsan zihni sürekli tohumların ekildiği verimli topraklar gibidir. Tohumlar düşünceler, fikirler ve kavramlardır. Söz tohum gibidir. Bu verimli topraklara korku tohumları ekmeyin ve ekilmesine izin vermeyin!

Günah, kendi doğana karşı yaptığın herşeydir. Kendi varlığına karşı hissettiğin, inandığın ya da söylediğin her şey günahtır. Herhangi birşey için kendini yargıladığında veya suçladığında kendine karşı olmuş olursun. Günahsız olmak bunun tam karşıtıdır. Saflık, arılık, kendine düşmanca davranmamaktır. Günahsız olmak, davranışlarının sorumluluğunu üstlenmek ama kendini yargılamamak ve suçlamamak anlamına gelir. Bu bakış açısıyla günah kavramı ahlaki ve dinsel bir şey olmaktan çıkar, sağduyunun sesine dönüşür. Günah kavramı kendini reddediş ile ortaya çıkar. Bu insanı ölüme götürür ve günahsız olmak ise yaşama yöneliktir. Kendimizi sevmek, yaptığımız her şeyi kendimiz adına onaylamak, kendimiz hakkında yargılarda bulunmamak günahsızlığı ve saflığı getirir.

Başkalarına karşı onların kendilerini yargılamalarına neden olmayacak sözleri kullanmak, kendimiz için günahsız sözler kullanmak demektir. Onlarında bana karşı sözleri aynı şekilde olacaktır. Enerjinizi sevgi dolu ve günahsız sözlerden yana kullanırsanız, çoğalır ve büyürsünüz. Özgürleşirsiniz. Kendinizi yargılayacağınız sözler size gelmemeye başlar, bu günahsızlaşmaktır. Bu sözler sizi arındırır ve özgürleştirir.

Oysa bizler tam tersi bir davranışı alışkanlık edinmiş durumdayız. Sürekli kendimizi yargılarız, kendimize bile yalan söyleriz, duygularımızı reddederiz, toplumun bizi yargılamasından korkar, önce kendimiz kendimizi yargılarız. Duygularımız saf bir sevgi içerikli bile olsalar bazan bizi korkutur ve biz onları yalanlamayı, reddetmeyi seçeriz. Oysa kızgınlıklarımızı, kıskançlıklarımızı, çekememezliğimizi ve nefretimizi ifade etmekten çok çekinmeyiz. Toplum bunlar nedeni ile bizi çok yargılamaz nasılsa diye, ifadelerimizdeki yönelişlerimiz daha çok bu yoldadır. Oysa bu tip ifadelerimiz ne büyük etkilere ve günahlara sahiptir, farketmeyiz.

Çocuklarımıza bile farkında olmadan olumsuz ifadeler kullanır ve genellikle, bu yaptığımızla onların hayatları boyunca etki altında kalacakları, yaptığımız neredeyse kara büyünün farkında bile olmayız. Örneğin çocuğumuzun bir şarkıyı söylerken, şaka yollu ne çirkin sesin var, ya da aman hiç beceremiyorsun tipli takılmalarımız onun hayatı boyunca kendi sesine olan güvensizliğine, toplum önünde konuşmaktan çekinmesine, kendine güvenmemesine neden olacak bir anlaşmayı kendiyle yapmasına neden olur. Bu anlaşmayı çocuklarına aktaracak, toplum içinde pek çok kişinin konuşmalarını, şarkılarını beğenmeyerek hayatı da zevk alınır bir şekilde yaşamaktan uzaklaşacaktır.

Siz etrafınıza bu tip olumsuz ifadeleri yaydığınızda, etrafınızında yaratımları hep bu şekilde olumsuz olacağından, dönüp size ulaşan gene sizin yaydığınız benzerleridir. Yıllar boyu hem başkalarının sözleri aracılığı ile dedikodu ve kara büyünün etkisine gireriz, hemde kendimizle ilgili kendimizin söylediği sözlerle aynı olumsuz etkiyi yaratırız. Kendi sözlerimizle kendimizi esir eder, kendimizi yargılar, mutsuzluğumuzu yarattığımız gibi günahkarlığımızı ilan eder ve kendi cehennemimizi yaratırız.

Birinci anlaşmaya uyar ve sözlerimizi özenle seçersek, bir süre sonra zihnimiz ve bireysel ilişkilerimizdeki iletişimimiz duygusal zehirden arınacaktır. Mutluluk, özgürlük, başarı ve bolluk bilincine doğru ilerleyiş sadece sözlerimizi özenle seçmeyle bize gelir.
  1. Hiç Bir Şeyi Kişisel Algılamayın
Etrafınızda olan biten hiç bir şeyi kişisel algılamayın. Örneğin biri size aptal demiş olsa bile, bu sizi değil karşınızdakini ilgilendirir. Çünkü herhangibiri sizin aptal olduğunuz yargısını ortaya koyacak bir güce ve yetkiye sahip değildir. Bu ancak kendi karşılaştırmaları, kendi hayat algılayışı, kendi bilgi, duygu düşünce düzeyi ile yaptığı bir yargılamadır. Genel olarakda kendi yetersizliğini görerek sizi yargılamıştır. Bu nedenle size söylenen bu sözü bile kişisel algılamayın! Size söylenen şeye katılırsanız, kişisel olarak algılamış olursunuz ve bu sözle anlaşma yapmış olursunuz. Zaten bu güne kadar hep böyle olumsuz anlaşmalar yapmıştınız! Bundan sonra yapmayın!! Hiç bir şeyi kişisel algılamayın!!

Oysa bizler tüm eğitim sürecimiz boyunca her şeyin merkezine kendimizi koyarak (bencilliği öğrendik, egomuzu yükselttik daima), etrafımızda olan her şeyi de kişisel algılamayı öğrendik. Oysa diğer insanlar merkeze sizi koyarak hiç bir şey yapmaz (sizin başkasını merkezinize koyarak bir şey yapmadığınız gibi). Yaptıkları her şey kendileriyle ilgilidir. Yani herkes kendi rüyasını yaşar. O zaman etrafınazda olan biteni, size doğru bile olsa söylenenleri nasıl kişisel algılayabiliyorsunuz ki? Bunun kadar büyük bir çelişki daha var mı?

Durumun son derece kişiselmiş gibi göründüğü anlarda bile, başkaları size direkt olarak hakaret ediyor olsa bile, yinede sizinle ilgisi yoktur. Söyledikleri ve yaptıkları şeyler, dile getirdikleri fikirler kendi zihinlerinde yaptıkları anlaşmalar doğrultusundadır. Kişilerin bakış açıları, ehlileştirme sürecindeki programlamalarından oluşur.

Aynı şekilde, sizin hissettikleriniz ve yaptıklarınızda kendi bireysel rüyanızın, kendi anlaşmalarınızın bir yansımasıdır. Sizin söyledikleriniz, yaptıklarınız ve sizin fikirleriniz sizin anlaşmalarınız doğrultusundadır. Fikirlerinizin başkalarıyla ilgisi yoktur.
Sizin kim ve ne olduğunuzu bilmeniz yeterlidir. Kabul görmek, onaylanmak gibi bir ihtiyacınız yoktur. Başkalarının size kim olduğunuzu söylemesi imkansızdır. Siz ancak kendiniz kendinizi bilebilirsiniz.

Filminizi, Yaşamla yaptığınız anlaşmalara uygun olarak yaratırsınız. Sizin bakış açınız sizin için kişiseldir, sizin gerçeğinizdir, başka hiç kimsenin değil. Bu yüzden birisine kızarsanız aslında kendinizle uğraşıyorsunuz demektir. Kendi korkularınız var demektir. Karşınızdaki kişi bu kızgınlığın oluşması için sadece bir mazeret yaratmıştır. Korkularınız yoksa, kızmanızda mümkün değildir. Sevgiyle yaşadığınızda, sevgi olduğunuzda, korkularınız silinir ve asla kızmazsınız! Sevgi olduğunuzda mutlu ve huzurluda olursunuz. Bu yaşamla yaptığınız anlaşmalardan mutlu olduğunuz anlamına gelir!

Biri size harika olduğunuzu söylerse kişisel algılamayın, bu o kişinin harika olduğu ya da o anda harika hissettiği anlamına gelir !. Sizin kendinizi harika hissetmeniz için başkasının yapacağı onaylamalara ihtiyacınız yok ki... Siz kendinizle konuşun, zihninizle konuşun ve kendinizin harika olduğunu kendiniz görün!! Zihnimiz, tanrı boyutunda varlığını sürdürür. Bu realiteyi yaşar ve bu realiteyi algılar. Zihin uyanık realiteyide gözlerle görür ve algılar. Aynı zamanda gözle görünmeyenide görür ve algılar. Mantık, bu ikinci algılamanın pek farkında olmaz.

Zihnin programlanmasında yapılan her bir anlaşma ayrı bir varlık gibidir. Çoğu kezde bu anlaşmalar birbiri ile uyum içinde olmaz. Her bir varlığın kendi sesi vardır. Birbiri ile çelişenler çoğaldıkça zihinin içinde büyük bir savaşa dönüşür. Her bir varlık bir ağızdan konuşmaya başlar ve büyük bir problem yaşanır (mitote). İnsanın ne istediğini, nasıl istediğini ve ne zaman istediğini bilmekte zorlanmasının nedeni budur. Zihnin çelişkilerinin üstesinden gelebilmenin tek yolu, tüm anlaşmalarımızın dökümünü yapmak ve çelişkileri bulup ortaya çıkarmaktan geçer.

Hiç bir şeyi kişisel algılamayın. Alay edilme ve reddedilme korkusu olmadan istediğiniz kişiye seni seviyorum diyebilirsiniz. İhtiyacınız olan şeyi rahatlıkla isteyebilirsiniz. Suçluluk duygusu ya da öz-yargılama olmaksızın evet ya da hayır diyebilirsiniz. Daima yüreğinizin götürdüğü yere gitmeyi seçebilirsiniz.
  1. Varsayımda Bulunmayın
Varsayımlarda bulunmanın problemi, varsayımlarımızın gerçek olduğuna inanmamızdır. Varsayımda bulunursunuz ve kişisel algılarsınız. Ve sonuçta kocaman bir dram yaşamaya başlarsınız.

Çünkü doğrunun ne olduğunu bilmemekten, karşımızdaki kişiyi açıklığa davet etmekten korkuyoruz. Gerçeği duymaya cesaret edemediğimizde ya da açıklama istemekten korktuğumuzda varsayımlarda bulunuyoruz. Sonrada varsayımlarımızın doğru olduğuna inanıyoruz. Bu inançlarımızla varsayımlarımızı savunarak, başkalarını yanlış yada haksız kılmaya çalışıyoruz. Ama zihnimizin içindeki, çelişen anlaşmalarımızdan doğan kaos, her şeyi yanlış yorumlamamıza ve yanlış anlamamıza yol açar. Konuşarak sormak ve gerçeği öğrenmek, varsayımda bulunmaktan çok daha iyidir. Böylelikle gerçeğin yakınından teğet bile geçmeyen rüyalar görmekten kurtuluruz.

İlişkide varsayımlar kavgalarımızın, zorluklarımızın, sevdiğimizi iddia ettiğimiz kişileri yanlış anlamamızın nedenidir.
Çocukluğumuzda yaptığımız anlaşmalar genel olrak şöyle der: “Soru sormak güvenli değildir”. “Eğer birisi beni seviyorsa, ne istediğimi, neler düşündüğümü ve hissettiğimi bilmelidir.”. Bu anlaşmaları kabul etmişizdir ama yanlış anlaşmalardır. Herkes hayatı bizim algıladığımız gibi algılamaz. Herkesi rüyası ve gerçeği farklıdır. Sizin onun gerçeğini görebilmek için sormaya, başkalarının sizin gerçeğinizi görmelerini sağlamak için ise anlatmaya ihtiyacınız vardır.
  1. Daima Yapabildiğinin En İyisini Yap
Bu anlaşma, diğer üç anlaşmanın kalıcı alışkanlığa dönüşmesini sağlar. Her koşul altında daima yapabileceğinizin en iyisini yapın. Şunuda daima hatırlayın: An, her an değiştiği için asla “en iyiniz” olmayacaktır. Hep daha iyisi olacaktır

Yapabildiğinizin en iyisini yaptığınızda, harekete geçersiniz. Her eylemi, her hareketi, her çabayı zevk aldığınız için yaparsınız, bir ödül beklediğiniz için değil.

“Seni seviyorum Tanrım” demenin en iyi yolu, yaşamınızı en iyisini yaparak yaşamanızdır.

“Teşekkür ederim Tanrım” deminin en iyi yolu, geçmişi özgür bırakarak, anda
yaşayabilmek, şimdi ve burada olabilmektir.

Sonuç:

Yaşam sizden neyi alıyorsa, bırakın gitsin. Aktif bir teslimiyet duygusu içinde geçmişi bıraktığınızda, anda dolu dolu, canlı olmanıza izin verirsiniz. Geçmişi bırakmak demek, şu anki rüyanızdan haz alabilmeniz demektir.

Siz bu dünyaya mutlu olmak için geldiniz. Sevmek için, haz almak için, sevginizi paylaşmak için geldiniz. Bunlar sizin yaşam hakkınız. Şu anda yaşıyorsunuz. Bu haklarınızı kullanın ve yaşamdan zevk alın. İçinizden akıp geçen yaşama tepki duymayın. Çünkü içinizden akıp geçen yaşam Tanrıdır. Sizin varlığınız, Tanrının varlığının kanıtıdır. Sizin varlığınız yaşamın ve enerjinin kanıtıdır.

Yaşamınızdaki canlılık, üretkenlik, sevecenlik Tanrının size “Hey, seni seviyorum” demesidir.

Ayağa kalkın ve insan olun. Kadın ya da erkek olmanın onurunu hissedin ve cinsiyetinize saygı duyun. Bedeninize saygı duyun, bedeninizden haz alın, bedeninizi sevin, besleyin, temizleyin ve iyileştirin. Egzersiz yapın ve bedeninizin kendisini iyi hissetmesini sağlayın. Bu siz ve Tanrı arasında bir iletişimdir.

Bedeninizin her parçasına sevgi gösterdiğinizde, zihninize sevgi tohumları ektiğinizde, bu tohumlar büyüdüğünde tüm varlığınıza sevgi ve saygı duyacak, yoğun bir onurluluk duygusunu ruhunuz, bedeniniz ve zihninizde hissedeceksiniz.

Her an sevecen olabilirsiniz. Bu bir seçimdir. Sevmek için bir neden olması gerekmiyor. Sevmek sizi mutlu kılar. İfade edilen sevgi mutluluk verir. Size dinginlik ve iç barış getirir. Her şeyi sevginin gözleriyle görebilirsiniz. Sevgiyle yaşadığınızda zihninizdeki sis, kaos yok olur.

“Evrenin yaratıcısı. Bana yaşam dediğin armağanı verdiğin için teşekkür ediyorum. Gerçekten ihtiyacım olan her şeyi bana verdiğin için teşekkür ederim. Bu güzel bedeni ve zihni deneyimleme imkanı verdiğin için teşekkür ederim. Tüm sevgin, saf ve sınırsız ruhunla, sıcak ve parlak ışığınla içimde yaşadığın için teşekkür ederim. Gittiğim her yerde sevgini paylaşmak için, sözlerimi, gözlerimi, yüreğimi kullandığın için teşekkür ederim. Seni olduğum gibi seviyorum çünkü ben senin yarattığınım. Kendimi olduğum gibi seviyorum. Yüreğimdeki sevgiyi ve huzuru korumama hep yardım et. Bu sevgiyle yeni bir yaşam yaratmaya ve hayatımın geri kalan döneminde sevgiyle yaşamama yardım et. “


Dört Anlaşma
Toltek Bilgelik Kitabı
Don Miguel Ruiz

Sevgilerimle
*
With My Love

12 Aralık 2011 Pazartesi

50 Yaşın Üstünde en Seksi Vejeteryan -Sexiest Vegeterian over 50

30 yıldır vejeteryan ve 73 yaşında..Beslenme rejimini değiştirmeye değer..
*
Since 30 years vegeterian and she is 73 years old. It is worth to change your nutrition..

Sevgilerimle
*
With My Love

Düzce'de Ay Tutulması - Lunar Eclipse in Düzce

10 Aralık 2011 saat 16:30 civarı İkizler burcunda hem dolunay, hem tutulma oldu. Biz de tutulmayı Düzce'de seyrettik..
Soldan sağa (Elif, Çiğdem, Tote ve ben)
*
10 December 2011 at around 16:30 there was a fullmoon and a lunar eclipse in the sign of gemini..We watched the eclipse in Düzce..
From left to the right (Elif, Çiğdem, Tote and me)


Aralık ayında, ormanda bir kahvaltı..Harika..
*
A breakfast in the forest in December, wonderful..

Düzce melekleri Elif & Tunca
*
Düzce angels Elif & Tunca




    Burayı çok seviyorum..
*
I just love this place..

Sevgilerimle
*
With My love

10 Aralık 2011 Cumartesi

Spirulina

Spriluna plantesis yeşil-mavi vir yosun türüdür, Afrika ve Meksika'nin alkali seviyesi yüksek volkanik göllerinde bulunan. Bu 3,5 milyar yaşindaki bitki Dünyadaki en içeriği zengin beslenme kaynağı olarak ortaya çıkmıştır. Güneş enerjisini yaşamsal içeriğe dönüştürme becerisi nedeniyle..Spirulina, protein, vitamin, mineral, faydalı yağ asitleri, phyto beslenme takviyesi ve antioksidanlar içeren müthiş bir içeriğe sahiptir.Günümüzün süper gıdası olarak ilan edilmiştir. Günlük beslenmenize ekleyin..Örneğin Lifeco'da (http://www.lifeco.com.tr/) bulunmaktadır.
Sevgilerimle
*
Spirulina plantesis is a blue-green algae, which occurs naturally in the highly alkaline volcanic lakes of Africa and Mexico. This 3,5 billion - year old organism has emerged as one of the most complete sources of nutrition on earth, because it has the remarkable ability to convert sun energy into vital substances.Spirulina contains a phenomenal combination of protein, vitamins, minerals, essential fatty acids, phytonutrients and antioxidants..It has been declared as the superfood of this time..include it in your daily food. For example you can get in Lifeco (http://www.lifeco.com.tr/)
With My Love

8 Aralık 2011 Perşembe

Osho Zen Tarot

Her gün bir kart seçin. Ben bugün sizin için seçtim: Olgunluk
Figür yalnız durmaktadır, fakat sessiz ve uyanıktır. İçsel benlik çiçeklerle bezenmiştir--Bu çiçekler bahar niteliği taşır ve her nereye giderse kendini yeniler. Hissettiği bu içsel çiçeklenme ve bütünlük sınırsız hareket olasılığına izin verir. İstediği yöne hareket edebilir-onunla veya onsuz olmak onda bir fark yaratmaz, zira coşkusu ve olgunluğu dış faktörler tarafından zedelenemez. Merkezinde olma ve genişleme zamanına gelmiştir--figürün etrafındaki beyaz ışıltı onun koruması ve ışığıdır. Tüm yaşam deneyimleri onu bu kusursuzluk anına getirmiştir. Eğer bu kartı çektiyseniz, bilin ki bu an bir hediye taşır--zor bir görevin başarılması sonucu. Şimdi temelin sağlam ve başarı ile iyi talih seninledir, zira bunlar içsel daha önce yaşanmış olan deneyimin dışa vurumlarıdır.
Sevgilerimle

Choose a daily card. I chose for you today: Maturity
This figure stands alone, silent and yet alert. The inner being is filled with flowers--that carry the quality of springtime and regenerate wherever he goes. This inner flowering and the wholeness that he feels affords the possibility of unlimited movement. He can move in any direction--within and without it makes no difference as his joy and and maturity cannot be diminished by externals. He has come to a time of centeredness and expansiveness--the white glow around the figure is his protection and his light. All of life's experiences have brought him to this time of perfection. When you draw this card, know well this moment carries a gift--for hard work well done. Your base is solid now and success and good fortune are yours for they are the outcome of what has already been experienced within."

BC Atelier Yılbaşı Kokteyli - New Year Cocktail

Candancığım her yıl Aralık'ta yeni yıl hediyelerimizi alabilmemiz için bize harika bir fırsat sunar..Bir kokteyl eşliğinde, gümüş ağırlıklı hediyelik eşyaları inceleme şansımız oluyor. Ben her yıl çok zevkli ve kullanışlı nice ürün buluyorum. Hem de sıcacık bir ortamda güzel sohbetler ve şampanya eşliğinde..Hediyelerin paketleri de ayrı birer hediye sanki..Çok şıklar..Henüz yılbaşı hediyelerinizi almadıysanız mutlaka bir uğrayın derim..Abdi İpekçi Cad. Arman Palas No. 7 Nişantaşı..
*
Every December our dear Candan provides us with an excellent oppurtunity to buy our new year gifts. We can have a look at the gift items, which consist mainly from silver while having a cocktail. Every year I find lots of elegant and usefull items..All this in a cosy place, while having a champagne and nice chats. The packages are like a seperate gift..Very chique.If you still didn't buy your new year gifts, I recommend you to pass by. Abdi İpekçi Street. Arman Palas No. 7 Nişantaşı..



Sevgilerimle
*
With My Love

6 Aralık 2011 Salı

Caroline Costa

Güzelliği, sesi, cesareti, bir Fransız olarak 12 yaşında İngilizce bir şarkı söylemesi hepsi hayran olunası..Ben en çok kendine güvenine bayıldım..
Sevgilerimle
*
Her beauty, her courage, choosing an English song as a 12 year old French girl..All of this is to be admired..But most of all I loved her selfconfidence..
With My Love

5 Aralık 2011 Pazartesi

Yakınlık-Intimacy


Belirli bir yaştan sonra bulmak zor oluyor..Beğendiklerimin çoğu da evli..Gibi inançlara sahip olup da istediğiniz ilişkiyi bir türlü elde edemediğinizi mi düşünüyorsunuz?..Ben oralardan geçtim de..Ve neyi fark ettim..Dışarıda hiçbir şey yok!!..İçimde geçmiş ilişkilerin yanık izleri..O izlerin yarattığı korkular..
İstediğimi yaratma konusunda tek engel yine içimde..Ödü kopan içimdeki çocuğun direncinde..En güzel anıları yakın sevgi ilişkileri ile ilgili hatırladığım gibi, en acı veren anıları da aynı yerde yaşadım..Yaşanan güzel anlar tekrar ilişki yaratma ihtiyacımı, acılar da en uzak köşeye kaçma ihtiyacımı oluşturdu..Ve tabii koca bir çelişki, bu çelişkiyle tam bir adım ötemde ilişki yaratıp bir türlü tam içinde olamadım uzun zamandır..Bunu da yüzeysel ve fiziksel nedenlere bağlayıp kendimi bir çıkmaz sokağa sokmayı başarmıştım ki..Birden gördüm ne yaptığımı..Sürekli içime bakıp bu sefer neyden korkuyorum, bu sefer neyi affetmem lazım diye bakıyorum artık..Ve bulunduğum yerden çok mutluyum..
Sevgilerimle
*
After a certain age it is difficult to find..The one's I like are married..Do you have similar believe systems and do you think that you can't manage to have the relationship you want?..I have been through this..And I became aware that there is nothing out there..I have the imprints of old burned wounds inside me. Fears that derive from that. The only problem in creating is inside of me. It is in the resistance of my inner child that is scared. I remember the most beautiful memories from intimate relationships and also the most painful one's are from the same source. The beautiful memories make me want  to create a relationship and the painful one's make me want to run away, as far as possible. This is a dilemma, which created relationships just one step ahead of me, I just was not able to be totally in it. I saw the reason in superficial or physical problems and therefore I was stuck...At once I saw the whole picture. What I do now is, look inside of me to see what the next upcoming fear is or the next thing I need to forgive..And I am happy being where I am now..
With My Love

2 Aralık 2011 Cuma

Oyster Box Hotel Durban












   Seminer sonrası bir gurup Oyster Box Oteli'nde bir parti ile dönüşümüzü kutladık..
*
After the workshop we celebrated our return with a group in the Oyster Box Hotel..

Sevgilerimle
*
With My Love